2 Haziran 2015 Salı

Waldo Sen Neden Burada Değil-din


En son girdiğimiz postun üstünden seneler geçmiş, mevsimler değişmiş, o gün doğan çocuklar dile gelmiş vesaire vesaire. Mad Men'de reklamcılığın altın çağları anlatılırken bizde sağda solda anlattık ''bizim zamanımızda blogÇUluk altın çağlarındaydı'' diye. Harbiden de öyleydi be, baktığın zaman geriye görüyorsun bunu. Twitter denen nane öldürüverdi bu akımı. İyi mi oldu kötü mu oldu bilemiyorum da nice yiğitler, kalemi kelamı keskinler AslanCimbom, FenerSiker hesaplarına yenik düştü, kaybolup gitti. Rest in peace diyelim onlara. Biz ölmedik ama bir ayağımız çukurda görüldüğü üzere.

Waldo, sen neden burada değil-din. Evet sözüm sana, yukarıdaki fotoğrafın oluşmasının nedeni. Sen neden burada değildin ve ''aslında iyi hoca ama bize uymadı'' gibi cümlelerle savunulan, iyi giyimli, saçları afilli İtalyanlar buradaydı. Ama esas sıkıntı sen değildin elbette. Galatasaray Saruman tarafından beyni yıkanan ulu önder Theoden tarafından yönetiliyor gibiydi. Esas sıkıntı oradaydı. Önce onu aştık, sonra da sen çıkageldin. Harbiden Müslüm Baba Gel Bana Doğru'yu boşuna okumamış ya, bunu senin sayende iyice anladım.

Lig kötü. Türkiye'de futbol her geçen gün dibe vuruyor. Bunu bilmeyen, dillendirmeyen yok gibi artık. Takımların çoğunluğu ortaya saçmasapan bir futbol koyuyor, tribünler falan zaten boş, her yönüyle dibi yaşıyoruz yani. Bu saçmasapanlığın içinde parlayan tek bir adam vardı, o da zaten yukarıdaki fotoğrafta seviniyor işte. Her zaman en iyisi olmak gerekli olmuyor. Kötünün iyisi olmak da yeterli oluyor. Galatasaray, bu adamın Galatasaray'ı bu sezon kötünün iyisi olmayı başardı. 

11. haftada aldığı takım Balıkesirspor'a falan yenilmiş, Şampiyonlar Ligi'nde 5 maçta 1 puan alabilmiş, sağda solda g4l4t4s4r4y diye dalga geçilir olmuş, moral, fizik, taktik olarak yerlerde sürünen bir takımdı. Yavaş yavaş geliştirmeye, ilerletmeye başladı takımı. Önce moralleri düzeltti. Seri galibiyetler, takımın -kurgusal olarak çok bir şey ifade etmese de- atak oyunu, oyuncuların iştahını kabartmaya başladı. Kabul edelim ki savunma oyuncusu bile takımının atak yapmasını, hücumu daha çok düşünmesini ister. Mansini ve Prandelli dönemlerindeki korkakça oyunun ardından takımın alışık olduğu düzene, yani felsefe olarak hücumu benimseyen bir anlayışa dönüşü hemen hemen her oyuncuda doping etkisi yarattı, ölü toprağı üzerinden atıldı takımın. Fiziken de toparlanan takım, zaten güçsüz olan ve 5 dakikalık yoğun baskı görünce savunma anlayışı çöken rakiplere karşı bariz bir üstünlük kurmayı başardı.

Galatasaray'ın oyun düzeninde en çok göze çarpan şey, Yasin'in olağanüstü performansıdır kuşkusuz. Sezonun genelinde Sabri-Bruma kanadından oyunu hareketlendirip Yasin'in daha rahat alanlar bulması hedeflendi, Sneijder-Yasin ikili oyunları sık sık denendi, Yasin'i savunma arkasına sarkıtmak denendi, denendi de denendi. Hemen hemen hepsinin de hakkını verdi. Galatasaray'ın hücumundaki kilit isim Yasin'dir, bir başkası değil. Ve Yasin'le ilgili en önemli özellik, onu ligin diğer kanatlarından ayıran özellik ise çok çabuk karar verebilmesi. Şut mu atacak, araya mı bırakacak, çalım mı atacak, artık her ne yapacaksa bunu çok çabuk düşünüyor ve uyguluyor. Bunun etkisi hem kendisi hem de takımın oyunu açısından çok önemli oldu. Geçen sezon Hikmet Karaman'la çalıştıktan sonraki yükselişi, buraya gelip takımın hücumunun odak noktası olması takdire şayan. Kaybolup gitmeye çok yakındı oysa ki.

Şunu belirtmekte fayda var; takım atak bir futbol oynasa da varyasyonlar ve organizasyonlar açısından sıkıntı çekti, çeşitlendiremedi. ''Boğma'' Galatasaray'ın ilk düşüncesi oldu ve o yönde oynandı, meyvelerini de verdi. Zaten 11. haftada aldığınız bir takıma öğretebilecekleriniz kısıtlıdır. Ligin dezavantajlarını iyi kullanarak sonuca gitmek, maç maç ilerlemek yapabileceğiniz en doğru iş. Hoca da tam olarak bunu yaptı. Maç maç baktığının kanıtı da geldikten sonraki ilk 15 hafta oynanan oyun ile son 6-7 haftadır oynanan oyundan anlaşılabilir. Galatasaray'ın ''underdog'' kalmasını sağladı bu bir yandan. Kimse inanmadı, kimse ihtimal vermedi ama adım adım ilerlemenin bir koşup bir durmaktan daha iyi olduğunu gözler önüne serdi.

Peki hiç mi eksisi yok? Elbette var. Oyuna müdahale konusunda sıkıntılı olduğu bir gerçek. Kimi zaman yanlış kadro tercihlerinde bulunduğu da bir gerçek. Ama bu tip hataları yapmayan hoca şu anda mevcut değil. Dünyada öyle bir hoca yok yani. Olamaz da. Hepsinin bir defosu var. Bu defoları minimumda tutmak önemli olan nokta. Hataları sıkça tekrarlamamak, en aza indirmek. Bunları yapabilen de büyük hoca ünvanına kavuşuyor zaten. Eminim ki kendisi de bunu minimal düzeyde tutmanın çözümünü bulacak, hocalığını bir adım daha ileriye taşıyacaktır. Kendisi bu günlere öğrenerek geldi. Öğrenmekten vazgeçmeyeceğini düşünüyorum.

Benim geçtiğimiz Ağustos ayında tahminim Galatasaray'ın ligi 3. veya 4. bitireceği üzerineydi. Evet, karamsar bir adamım; lâkin hakikaten de gidişat onu gösteriyordu. Yerlerde sürünen mali tablo, pek de tekin olmayan bir yönetim, berbat bir teknik adam seçimi, yapılan transferler sonucu iyiden iyiye çarpıklaşan bir kadro vs. vs. Yani bildiğin Uefa Avrupa Ligi mücadelesi vermeye doğru emin adımlarla ilerleyen bir takım vardı. Bilmiyorum, belki de benim abartımdır bu. Ama bu benim abartım bile olsa, Hamza Hamzaoğlu'nun son yıllarda bu toprakların gördüğü en büyük işlerden birine imza attığı gerçeğini değiştirmez. Burak Yılmaz'ın, Emre Çolak'ın onun elini sıkmaması, onun yaptığı işin önemini azaltmaz. Yeri geldiğinde kendi taraftarlarınca bile hor görülüp yerden yere vurulması, onun adını Galatasaray tarihine altın harflerle yazdığı gerçeğini değiştirmez. 

Akhisar Belediyespor'un eski teknik direktörü; sen, Waldo, evet sen Galatasaray'ın bir efsanesisin artık. Kalbin attığı sürece bunu hep hatırlayacaksın. Sana söz, bu kalp de attığı sürece, bunu hatırlayacak.

Eyvallah

4 Ocak 2012 Çarşamba

Francisco Castro

Tam İsmi: Francisco Fernando Castro Gamboa

Uyruk: Şili

Oynadığı Klüp: Universidad de Chile

Mevkii: Forvet

Doğum Tarihi: 04.09.1990

Boy: 1,75

Ayak: Sağ





Oyuncu Hakkında Kısa Bilgi :

Boyu çok uzun değil ama fizik açıdan kuvvetli. Ve çok seri. Bileklerine hakim. Eduardo Vargas'tan çok eksiği yok bana göre...

Maliyet:

Milli takımda da oynamaya başlamış. Çok ucuza alınabileceğini sanmıyorum.
Ama bir Amrabat fiyatı da istemezler...

Charles Aránguiz


Tam İsmi: Charles Aránguiz

Kulübü: Club Universidad de Chile

Yaşı: 17.04.1989 (22)

Uyruk: Şili

Boy: 171 cm

Pozisyon: Orta Saha - Ofansif Orta Saha (Orta)





Oyuncu Hakkında Kısa Bilgi:

Uzun zaman sonra beni en fazla heyecanlandıran orta saha oyuncusu.
Oyun tarzı aynı Xavi...
Ve koyu bir Galatasaraylı olarak Selçuk İnan'dan daha iyi olduğunu çok rahat söyleyebilirim.
Çok akıllı ve teknik bir oyuncu.
Asla şova kaçan bir isim değil.
Önündekini geçiyor ve harika ara pasları atıyor.
Eduardo Vargas'ın parlamasında ve Avrupa'ya transferindeki en önemli kahramanlardan...
Özetle, alan büyük iş yapar.

Maliyet:

Transferi 2 -3 milyon gibi bir rakama bitirilebilir diye düşünüyorum...

Şamil Akdağ

12 Eylül 2011 Pazartesi

Henri Anier


Tam İsmi: Henri Anier

Uyruk: Estonya

Oynadığı Klüp: Flora FC

Mevkii: Forvet

Doğum Tarihi: 17.12.1990

Boy: 1,82

Ayak: Sağ

Piyasa Değeri : 300 bin €




Son yıllarda milli takım bazında sıklıkla karşılaştığımız Estonya fazla yetenekli oyuncu çıkaramaz. En üst düzey oynayan futbolcuları şu anda milli takıma Klavan AZ Alkmaar forması giyiyor. Estonya ligi aslında girilmesi gerek bir pazar. Oradan genç yaşta bulunup iyi bir futbol akademisi eğitiminden geçen futbolcular çok iyi yerlere gelebilirler. Ligde sadece 10 takım olmasına rağmen inanılmaz gol rakamları ortaya çıkıyor. Şu an Estonya'da lig sonuncusu takım 2 gol atıp, 122 gol yemiş.

Ama Estonya gibi bir yerden bile dikkatimi çeken bir isim var; Henri Anier.
2009 yaşında Sampdoria alt yapısına transfer olan Anier yeterli görülmemiş olacak ki ülkesine geri döndü. Ama rakamları bol golün atıldığı ve kötü futbolun olduğu bir ülkede dikkat çekici, yaşıda göz önüne alınırsa;

2012 - 30 maç 22 gol 4 asist ( Takımı Flora FC )
2011 - 30 maç 17 gol 4 asist ( Takımı Flora FC )
2010 - 29 maç 14 gol 1 asist ( Takımı Flora FC)
2009 - 10 maç 3 gol ( Takımı Flora FC )
2008 - 28 maç 15 gol ( Takımı Flora FC )

16 yaşından beri vasat bir ligde iyi bir performans gösteriyor. Ve bu performansı ona Sampdoria gibi bir kulübün kapılarını da açıyor, geri dönüyor ama orası aydı.


1.82 boyunda, bireysel yetenekleri gayet iyi. Fiziğini kullanmasını biliyor, toplada gayet iyi. Takım oyunu oynamasını öğrenmesi lazım. Video'dan biraz anlaşılır kumaşı.

5 Eylül 2011 Pazartesi

Juhani Ojala Young Boys'ta


Daha önce blogta tanıttığımız Juhani Ojala Helsinki'den Young Boys'a transfer olmuş.

4 Eylül 2011 Pazar

Adryan ManU yolunda


Daha önce blogumuzda önerdiğimiz isimlerden Adryan'ın Manchester United'a gideceği konuşuluyor...

31 Ağustos 2011 Çarşamba

Transfer Sezonunun Ardından



Bilindiği üzere Avrupa'da transfer sezonu bu gece sona eriyor. Şu an son saatler yaşanıyor ve bana göre de transfer döneminin en renkli dönemi, son saatler. Bir de, taraftarı olduğunuz takımın oyuncu alacağı kesin gibiyse, heyecan katlanarak artar ve doğru bilgiye ulaşmak için gözünüzü sosyal medyadan ayıramaz hale gelirsiniz. Transfer döneminin bitişinde ise kimi taraftarlar memnundur hayatından, kimisi ise değil.

Blog açıldığından bu yana yaklaşık 9 ay geçti. Bu dönemde izlediğimiz oyuncuların bir kısmını burada paylaştık. Ve geriye dönüp baktığımız zaman, hakkında yazı yazdığımız birçok oyuncunun başka takımlara transfer olduğunu fark ettik. Daha önceden yaptığımız gibi blogda değindiğimiz oyuncuların hangi takımlara transfer olduğunu, tek tek değil de, bir başlıkta toplayalım dedik.

Santiago Damian Garcia: Nacional Montevideo >>> Atletico Paranaense | 1.4 milyon €

Guyon Fernandez: Excelsior Rotterdam >>> Feyenoord | Bedelsiz

Chukwuma Akabueze: Odd Grenland >>> SK Brann | Bedelsiz

Nils Petersen: Energie Cottbus >>> Bayern Münih | 2.8 milyon €

Macnelly Torres: Colo Colo >>> Club San Luis | 2 milyon €

Boris Rieloff: Audax Italiano >>> Colo Colo | Bedelsiz

Anıl Abanoz: Konya Torku Şekerspor >>> Altay | Bedelsiz

Ahmed Akaichi: Sportive du Sahel >>> FC Ingolstadt | 500 bin €

Santiago Arias: La Equidad >>> Sporting CP (Lizbon) | Bedelsiz

Andre Carrillo: Allianza Lima >>> Sporting CP (Lizbon) | 1.3 milyon €

Michael Ortega: Atlas Guadalajara >>> Bayer Leverkusen | Kiralık

Andres Escobar: Deportivo Cali >>> Dinamo Kiev | 1.3 milyon €

Renato Ibarra: El Nacional >>> Vitesse | 2 milyon €

Alexander Callens: Sport Boys Callao >>> Real Sociedad | 250 bin €

Adrian Luna: Defensor Sporting >>> Espanyol (Tarragona'ya kiraladılar) | 1 milyon €

Federico Rodriguez: Penarol >>> Genoa (Bologna'ya kiraladılar) | 4.2 Milyon €

Max Gradel: Leeds United >>> St. Etienne | 2 milyon €

Manuel Lanzini: River Plate >>> Fluminense | Kiralık

Stefan Bell: 1860 Münih >>> Mainz 05 (E. Frankfurt'a kiraladılar) | 100 bin €

Zoltan Stieber: A. Aachen >>> Mainz 05 | 1.5 milyon €

Noe Maya: San Luis >>> Club Tijuana | Kiralık

Marco Höger: A. Aachen >>> Schalke 04 | 1.5 Milyon €

Matthias Zimmermann: Karlsruhe >>> B. Mönchengladbach | 1 milyon €

Deni Alar: Kapfenberg >>> Rapid Wien | 800 bin €

Nosa Igiebor: Lillestrom SK >>> Hapoel Tel Aviv | 850 bin €

Daniel Wass: Brondby >>> Benfica (Evian'a kiraladılar) | Bedelsiz

Shane Long: Reading FC >>> West Bronwich | 5 milyon £

Lucas Piazon: Sao Paulo >>> Chelsea | 7.5 milyon €

Derlis Gonzalez: Rubio Nu >>> Benfica | 1 milyon €

Angelo Henriquez: Universidad de Chile >>> Manchester Utd. | 3 milyon €

Danny Fox: Burnley >>> Southampton | 2 milyon €

Mattia Valoti: Albinoleffe >>> Milan | Bedelsiz

Radosav Petrovic: Partizan >>> Blackburn Rovers | 2.3 milyon €

Jan Oblak: Benfica >>> Leiria | Kiralık

Sebastian Coates: Nacional Montevideo >>> Liverpool | 8 milyon €

Filip Skvorc: NK Varazdin >>> NK Dinamo Zagreb | Bedelsiz

Artur Sobiech: Polonya Varşova >>> Hannover 96 | 1.1 milyon €

Pape Pate Diouf: Molde >>> Kopenhag | 2.4 milyon €

Souleymane Coulibaly: Siena >>> Tottenham | 1.750 milyon €

Teteh Bangura: AIK Stockholm >>> Bursaspor | 3.3 milyon €

Mohamed Bangura: AIK Stockholm >>> Celtic | 2.2 milyon €

Not: Transfer olan isimler, kronolojik sıraya göre; yani blogda değinme önceliğimize göre sıralanmıştır. Transfer ücretleri bilgisine transfermarkt.de sitesinden ulaşılmıştır.

22 Ağustos 2011 Pazartesi

Ben Kantarovski


Tam İsmi: Ben Kantarovski 

Uyruk:  Avustralya

Oynadığı Klüp: Newcastle United Jest

Mevkii: Defansif orta saha/stoper/sağ bek

Doğum Tarihi: 20.01.1992

Boy: 1,83

Ayak: Sağ

Piyasa Değeri :  750 bin €




Avustralya futbolu Leeds United'ın efsane kadrosundan bir çok yıldız elde etti. Kewell. Viduka bunların en başında ki isimleri ve Avusturya milli takımının da iskeletini oluşturan isimlerdi. Premier Lig'e büyük bir uyum sağlayan Avustralya'lı futbolcular birer birer bu büyük lige geldiler. Brett Emerton, Tim Cahill, Lucas Neill, Schwarzer Premier Lig'in önemli ve takımları için belirleyici rol oynayan isimler oldular. Ancak artık bir kuşağın sonu geliyor Avustralya'da; Viduka futbolcu bıraktı, Schwarzer yaşı kemale erdi, Neill ve Kewell Galatasaray'dan sonra kariyerlerinin son transferlerini gerçekleştirdiler belki de.

Ama alttan yeni bir nesil yetişiyor ve bunların başını çeken yıldız adayı Ben Kantarovski. Ocak 2008'de Avustralya 1. lig ekiplerinden Newcastle Unite Jets ile 4 yıllık sözleşme imzalayan Kantarovski 17 yaşında ilk lig maçına çıktı. Bununla birlikte Avustralya tarihinde en geç sözleşme imzalayan oyuncu oldu ve ilk lig maçında çıktığında ise yine ligde forma giyen en genç oyuncu unvanını eline geçirdi.
Daha ilk senesinde formayı üzerine geçiren Kantarovski 3 yıl boyunca takımın ilk 11'inin vazgeçilmez ismi oldu.

Çok yönlü bir oyuncu olan Kantarovski defansif orta saha oynamasının yanında defansın ortasında da görev yapabiliyor. 1.83 boyunda ve atik bir oyunu var. 2009 yazında Bayern Munih onu denemelere almış, beğenmiş fakat yaş sıkıntısı olduğun için sözleşme imzalatamamış. 2012 yazında ise Ben Kantarovski'nin klubü ile olan sözleşmesi sona eriyor.
26 Kez formasını giydiği Avustralya u20 takımının ise en genç kaptanı. Orta sahada ve defanstan oyunu yönlendirme becerisine sahip olan Kantarovski'nin en önemli özelliği olarak ise liderlik vasıfları gösteriliyor.

Avustralya'nın geleceğinde ki bir kaç isimden biri ve dünyaya adını duyurabilecek yeteneklere sahip. ( Diğer isimleri daha sonra inceleyeceğiz; Mustafa Amini, Tommy Oar, Kerem Bulut, Michael Zullo.) (Geçen sene Utrech 3 tane genç Avustralya'lıyı transfer etmişti; Tommy Oar, Michael Zullo ve Adam Sarato).

21 Ağustos 2011 Pazar

Michael Ortega B. Leverkusen'de...


Daha önce blogumuzda önerdiğimiz isimlerden Michael Ortega Alman kulüplerinden Leverkusen'e kiralık olarak transfer oldu.

10 Ağustos 2011 Çarşamba

Radosav Petroviç Blackburn'de


Daha önce blogta tanıttığımız futbolculardan olan Radosav Petrovic Partizan Belgrad'tan Blackburn Rovers'a 2.3 milyon € karşılığında transfer oldu.