15 Şubat 2011 Salı

Ronaldo'ya Elveda Derken...


2000 yılının sonbahar ayları. Birçok oyun severin heyecanla beklediği Fifa 2001 piyasaya çıkmıştı ve evinde bilgisayar olan o dönemin şanslı çocukları - evet, o dönem evinde bilgisayar olan çocuklar şanslıydı - Fifa 2001 alıp oynamak için adeta birbiriyle yarışıyordu. Bu yarışa dahil olanlardan biri de bendim tabii ki. Babama yalvar yakar aldırdığım, Hagi'nin kapak olduğu Fifa 2001, çok geçmeden elimdeydi bile.

Oyuna tabii ki takımım olan Galatasaray'ı alarak başlamıştım. Easy'de oynadığım maçlarla kendimi tatmin ediyor, Real Madrid, Milan, Bayern Münih gibi takımları yenince mutlu oluyordum. Daha sonra ülkeleri keşfe çıktığım zaman Brezilya'nın kadrosunda oyuncuların isimlerinin yerine, numaralarının yazdığını görünce önce bir burukluk yaşıyor, ardından dayanamayıp son Dünya Kupası finalisti ile maç yapma sevincine erişiyordum.

Brezilya ile oynarken dikkatimi bir oyuncu çekiyordu. Forma numarası 9 olan bu oyuncunun üzerinde haliyle ''No 9'' yazıyordu. 10 yaşlarındayken dünya futbolundan bir haber olan ben, bu ''saçsız'' forveti gözüm bir yerlerden ısırmasına rağmen, Fifa 2002'ye kadar tanıyamıyordum!

Il Fenomeno hakkında söylenecek çok şey var. Real Madrid'e gittiğinde üzüldüğüm, Milan'a geldiğinde sevindiğim, ''Beşiktaş'a gidiyor'' söylentisi çıktığında kahrolduğum bir adam Ronaldo.

Hoşçakal güzel insan, mükemmel futbolcu. Attığın her golden sonra sağ elinin baş parmağını sallayışını unutmayacağım. Umarız seni yeşil sahalarda bir kulübenin önünde takım elbiseyle görebiliriz.