28 Mart 2011 Pazartesi

Güney Amerika (Sudamericano) 17 Yaş Altı Turnuvası'nda Final Grubu Heyecanı Başlıyor


Güney Amerika 17 Yaş Altı Turnuvası'nda Final Grubu'nun heyecanı bu gece başlıyor.

Daha önceki yazımızda Final Grubu'nda mücadele edecek takımları söylemiştik. Şu anki performanslara bakılırsa ilk 4 için en önemli adayların Arjantin, Brezilya, Paraguay ve Uruguay olduğunu söyleyebilmek mümkün. Ancak turnuvada takım performansları birbirine oldukça yakın. Yani Kolombiya ve Ekvador'un da en az bu 4 takım kadar şampiyonluk ve ilk 4 şansı var.

Final Grubu'nun maçları, 9 Nisan'da tamamlanacak. Haliyle bu tarihte şampiyon olan takım ve ilk dört sırada yer alarak Meksika 2011 bileti almaya hak kazanan takımlar belli olacak.

Bu gece oynanacak olan maçlarsa şöyle:

23.50 Arjantin - Paraguay
02.00 Ekvador - Kolombiya
04.10 Brezilya - Uruguay

23 Mart 2011 Çarşamba

Güney Amerika (Sudamericano) 17 Yaş Altı Turnuvası Günlükleri [11. Gün]


Turnuvada maçlar henüz tamamlanmamasına rağmen final grubuna yükselen takımlar belli oldu. Gruplarda oluşan puan durumuna göre Arjantin, Ekvador, Uruguay, Kolombiya, Brezilya ve Paraguay final grubunda şampiyonluk mücadelesi verecek. Şili, Venezuela, Peru ve Bolivya ise turnuvaya havlu attı.

Final grubunda ilk 4 sırayı alan takımlar 18 Haziran'da başlayacak olan Fifa 17 Yaş Altı Dünya Kupası'na gitmeye hak kazanacaklar.

Turnuvadan bahsetmediğimiz 4 günde yaşananlar:

Paraguay, önce Brezilya'yı ardından da Şili'yi mağlup etti ve eminim ki ben dahil birçok kişiyi ters köşeye gönderdi. İlk maçlarında Kolombiya karşısında çok silik bir futbol oynadıklarından ve gelecek maçlar için umut vermediklerinden bahsetmiştim. Oyunlarında gözle görülür bir değişme olmadığını söylemek gerek; ancak kaliteli oyuncularının kendilerini göstermesiyle beraber bir çıkış yakaladıkları gerçek. Bu çıkışın karşılığını da final grubuna yükselerek aldılar.

Arjantin, futbol olarak üzerine koyarak ilerliyor. Her geçen maç oyuncular biraz daha birbirine ısınıyor. Bu da saha içinde ki uyumu getiriyor. Şu an oyun açısından Brezilya'nın önündeler. Ancak bu durum final grubuna nasıl yansır, bilinmez.

Ev sahibi Ekvador dolu dizgin. Ahım şahım bir futbol oynamasalar da savunmayı iyi yaparak sonuca gidiyorlar. Güçlü Uruguay'ı da mağlup etmeyi başardılar. Şu ana kadar (3 maç) mağlubiyetleri yok. 2 maçtan galip ayrıldılar, bir maçta ise Peru ile yenişemediler.

Şili ise kendileri açısından final mücadelesi olan Paraguay maçından mağlup ayrılarak evine dönmek zorunda kaldı. Şili'de Bryan Rabello ve Angelo Henriquez'e ayak uyduran çıkmayınca elenmek kaçınılmaz oldu.

Brezilya hala kendisinden beklenen performansı sahaya yansıtabilmiş değil. Sahada birkaç kişinin ayağına bakmaları, takım oyunu oynamalarını engelliyor. Halbuki turnuva başında teknik direktör Emerson Avila takım oyunun önemine dikkat çekmişti. Ama Brezilya bu. Amiyane tabirle Arap atı gibi sonradan açılırlar belki de.

Bu turnuvada keramet 10 numaralarda, benden söylemesi. Şu ana kadar hemen hemen her takımın 10 numarası gayet başarılı bir performans ortaya koydu. İlginç bir tesadüf müdür, yoksa 10 numaranın büyüsü müdür bilemeyeceğim.

Bu 4 gün içerisinde oynanan karşılaşmalar içerisinde öne çıkan isimler: Ridder Alcivar (Ekvador, stoper) Junior Sornazo (Ekvador, orta saha) Mauro Cabellero (Paraguay, forvet) Derlis Gonzalez (Paraguay, sağ - sol kanat) Leonardo Paredes (Arjantin, Orta saha) Lucas Ocampos (Arjantin, forvet) Federico Andrada (Arjantin, forvet) Angelo Henriquez (Şili, forvet) Pedro Leon (Kolombiya, orta saha)


19 Mart 2011 Cumartesi

Güney Amerika (Sudamericano) 17 Yaş Altı Turnuvası Günlükleri [7. Gün]


Güney Amerika 17 Yaş Altı Turnuvası'nda bir hafta geride kalırken bazı durumlar yavaş yavaş netleşmeye başladı. Şöyle ki;

Kolombiya ve Uruguay'ın şampiyonluk için en azından bir Brezilya ve Arjantin kadar şansı var. Bilhassa Uruguay'ın. Gerçekten çok derli toplu bir takım. Bana göre sistem açısından turnuvanın en oturmuş takımı. Kolombiya'da hiç fena oynamıyor. Meksika'ya uzanacak gibiler.

Açıkçası Brezilya şu ana kadar kendilerinden beklenen oyunu sahaya yansıtamıyor. Oyuncuların bireysel performansları iyi ancak takım olgusundan biraz uzak görünüyorlar. Yinelemekten bıktım ancak bir gerçek var: Hala turnuvanın en büyük favorisi onlar. Ancak rahat olduklarını söylemek güç.

Şili'de fena takım değil. Büyük ihtimalle Brezilya ve Kolombiya'nın ardından B grubunu 3. sırada bitirerek final grubuna kalacaklardır. Ancak son basamakta işleri zor gözüküyor. En azından şu an için. Şu ana kadar bireysel olarak öne çıkan oyuncuları olmadı. Ancak daha önce değindiğimiz Jorge Gonzalez'in ve Brezilya maçının iyilerinden olan Andres Robles'in kumaşları iyi.

Arjantin Uruguay'a 2-1 mağlup oldu ancak hız keseceklerini tahmin etmiyorum. Oyun dengedeyken ve skor 1-1 iken Brian Ferreira'nın atılması onların oyunlarını da baltalamış oldu. Hatırlanacağı üzere daha önce Ferreira'dan bahsetmiştik. İyi oynadığı ve bir penaltı yaptırdığı maçta gereksiz iki sarı kart görünce takımını yalnız bıraktı. Arjantin, onun oyun dışında kalmasından sonra bir daha oyuna ortak olamadı ve maçı kaybetti. Anlaşılacağı üzere Ferreira Arjantin için çok önemli bir oyuncu.

Peru ve Bolivya bilindiği gibi. Ancak iki takımda da bireysel olarak sağlam performans ortaya koyan oyuncular yok değil. Özellikle Bolivya'nın 10 numarası olan Robert Silva harika bir oyuncu. Sol ayağını oldukça etkili kullanıyor ve takımın beyni konumunda. Bir Yohandry Orozco etkisi yaratabilir.

Paraguay futbolu jenerasyon olarak sıkıntı çekecek gibi. Sudamericano U20'deki başarısızlıktan sonra bu turnuvada da pek ışık vermiyorlar. Gerçi henüz 1 maç yaptılar ama yine de etkisizlerdi.

Kalecilerin performansları yine rezalet, bilhassa Paraguay'ın kalecisinin. Hani kötü oynadılar falan ama kalecide öyle 3 gol yedi ki, şaka gibi. Gerçi bu bir tek Paraguay kalecisine mahsus bir durum değil. Genel olarak kalecilerin performansı kötü.

Bu 3 gün içerisinde öne çıkan oyuncular şöyle*: Guillermo Mendez (Uruguay, orta saha) Edison Flores (Peru, forvet) Andres Robles (Şili, orta saha) Rodrigo Baez (Paraguay, orta saha)

*Daha önce değindiğimiz isimleri yinelemeye gerek görmedik.

16 Mart 2011 Çarşamba

Güney Amerika (Sudamericano) 17 Yaş Altı Turnuvası Günlükleri [4. Gün]



Güney Amerika 17 Yaş Altı Turnuvası'nda 4. gün geride kaldı. Öne çıkan bazı detaylar şöyle:

Anlaşıldı ki ev sahibi Ekvador turnuvayı kolay kolay bırakmayacak. Şu anda A grubunda 2 maçta topladıkları 4 puanla grup lideri konumundalar ve oynadıkları oyunda hiç fena değil.



Ekvador'da daha önce Şamil Akdağ'ın blogda söylediği Luis Batioja'nın yanı sıra, sağ bek Carlos Suarez ve sol bek Cristian Suarez dikkat çeken oyuncular.

Peru'nun dikkate değer isimleri olarak hücum oyuncuları Alexander Ponce ve Andy Polo'nun adını söylemek mümkün.

Turnuvanın en zayıf takımlarından biri olan Bolivya'da 2 maçta puan bile alamayarak A grubunun son sırasına adeta demir attı. Bolivya'nın dikkate değer oyuncusu ise 10 numaraları Robert Silva.

Uruguay'da bilindiği gibi. Milli Takımlarının en üst kategorisinden en alt kategorisine kadar gayet iyi bir jenerasyon yakalamış durumdalar. A Milli Takım'ın Dünya dördüncülüğü, 20 Yaş Altı takımının Sudamericano U20 ikinciliği derken 17 Yaş Altı'nda da işler tıkırında. Disiplinli oynuyorlar ve emeklerinin karşılığını alıyorlar. Sol bekleri Gianni Rodriguez'i ve forvetleri Juan Mascia'yı yakın markaja aldık.

Sambacılar oynadıkları futbolla eskilere gönderme yapıyor. Venezuela karşısında hücum olarak çok iyi gözüktüler fakat çok basit goller yediler. Ancak yine de en büyük favori onlar. Forvet Pedro Paulo ve takımın 10 numarası Adryan kaliteli oyuncular. Lucas Piazon ise turnuva başında değindiğimiz gibi, ilk maçında bizi yanıltmadı. Kendisinin Chelsea'ye transferi gerçekleşmiş sanırım. Hani böyle bir şeyi bekliyorduk ancak bu kadar erken değil.

Venezuelalı forvet Manuel Arteaga, Kolombiya'nın hücum oyuncuları Luis Hernando Mena ve Cristian Garces ve Şilili Jorge Gonzalez göze batan diğer oyuncular.

Şu anlık oyuncu analizi yazmıyoruz. Oyuncuları ve turnuvayı biraz daha gözlemledikten sonra beğendiğimiz oyuncuları burada paylaşacağız.

Bugünün maç programı ise şöyle:

21.00 Brezilya - Şili
23.10 Kolombiya - Paraguay

15 Mart 2011 Salı

Andrea Consigli

Tam İsmi: Andrea Consigli

Uyruk: İtalya

Oynadığı Klüp: Atalanta Bergamo

Mevkii: Kaleci

Doğum Tarihi: 27.01.1987

Boy: 1,90

Ayak: Sağ





Bilenler bilir, blogda pek kaleci tanıtmadım şu zamana kadar. Çünkü benim kalecilerden beklentim, bir kalecide olması gereken bütün özelliklerden bir nebze barındırması yönündedir. Mesela bir kalecinin refleksleri çok iyidir; ancak topu oyuna sokmakta rezalettir. Veya birebirde mükemmeldir ancak yan topları zayıftır vs... Bu liste böyle uzar gider.

''Bir kalecinin sahip olması gereken bütün özelliklerden bir nebze bulunduran'' bir kaleci takıldı gözüme: İtalya Serie B takımlarından Atalanta forması giyen Andrea Consigli. Onun iyi bir kaleci olması zaten doğal karşılanabilecek bir durum. Çünkü kendisi - bana göre - kaleciler diyarının bağrından çıkan bir kaleci.

Reflekslerini, çevikliğini ve yan top hakimiyetini gayet iyi bulduğumu, diğer özelliklerinin de vasatın üzerinde olduğunu belirtmek isterim. ''Maç kurtar'' de, kurtarsın. Öyle bir kaleci. 24 yaşındayım demiyor; bağırıyor, çağırıyor, alkışlıyor, moral veriyor. Anlayacağınız arkadaşlarıyla saha içi iletişimi oldukça iyi ve özgüveni gayet yüksek.

Bu arada Atalanta'dan da bahsetmeden geçmeyelim. Geçtiğimiz sezonu Serie A'da 18. sırada tamamlayarak Serie B'ye düşen Atalanta, Consigli'nin muhteşem performansıyla beraber Serie A'ya yeniden yükselmeye oldukça yaklaşmış durumda. Ligin bitimine 11 hafta varken 60 puanla zirvede yer alıyorlar. Büyük bir aksilik olmazsa gelecek sezon tekrar Serie A'da izleyeceğiz Atalanta'yı.

İtalya Milli Takımı'nın formasını ilk kez 15 yaşında terleten Consigli'yi yakında A Milli Takım'da izlersek şaşırmayalım. Eğer Consigli bu gelişimini devam ettirirse, İtalyanlar Buffon'u aramazlar.

13 Mart 2011 Pazar

Güney Amerika Sudamericano 17 Yaş Altı Turnuvası



Güney Amerika Sudamericano 17 Yaş Altı Turnuvası bu gece oynanan iki karşılaşma ile başladı. Günün ilk maçında Ekvador ve Bolivya karşılaşırken ikinci maçta Arjantin ve Peru karşı karşıya geldi.

Ekvador, Bolivya karşısında etkili bir oyun sergilerken skoru da erken bulmanın rahatlığıyla güzel bir oyun ortaya koydu. İyi bir takım olduğunu ve iyi bir kadroya sahip olduğunu da ilk maçtan gösterdi. (Ekvador: 2-1 :Bolivya)

Bireysel performanslarıyla dikkat çeken isimlerin başında takımın 9 numarası ve santraforu Batioja geliyor. Güçlü fiziği, enerjik futbolu ve bitiriciliği ile iyi bir geleceğe göz kırpıyor. Şimdiden rahatlıkla “turnuvanın yıldız adaylarından” olduğunu söyleyebiliriz.

Batioja dışında partneri Kevin Mercado, sol bek Cristian Ramirez, sağ bek Cristofer Suarez ve orta saha oyuncuları Corozo ve Cevallos da performansıyla dikkat çektiler.

Attığı güzel golle geceye renk katan Robert Silva da Bolivya adına sivrilen nadir isimlerden biriydi.

Gecenin ikinci maçında Arjantin ve Peru karşı karşıya geldi. Maça golle başlayan Peru, golden birkaç dakika sonra kırmızı kartla bir oyuncusunu kaybetti. Oyun Arjantin’in kontrolünde olmasına rağmen 10 kişi mücadele eden Peru bir kontratak da golü bularak farkı ikiye çıkardı. Ancak oyuna ağırlığını iyice koyan Paredes önderliğindeki Arjantin skoru 2-2 ye getirmeyi bildi. Daha sonra Arjantin de 10 kişi kaldı. Buna rağmen oyunun kontrolünü bırakmayan Arjantin iki gol daha bularak karşılaşmadan 4-2 galip ayrılmayı bildi.

Karşılaşmada öne çıkan isimler Peru adına Alexander Ponce, Arjantin adına ise Leandro Paredes (Boca), Brian Ferreira (Vélez), Lucas Ocampo (River), Federico Andrada (River)’dı.

12 Mart 2011 Cumartesi

Copa America U17 Başlıyor...



Copa America U17, ya da bir diğer deyişle Güney Amerika 17 Yaş Altı Turnuvası heyecanı bu gece start alıyor. Ekvador - Bolivya maçıyla açılacak olan turnuva 9 Nisan'a kadar devam edecek.

Blog olarak takipçisi olacağımız bu turnuvadan ümitlerimiz yüksek. En az Sudamericano U20 kadar zevkli ve güzel bir turnuva olmasını bekliyoruz. Tabii oyunculardan da beklentilerimiz yüksek. Sudamericano U20'de birçok iyi oyuncu keşfetmiştik. Bu turnuvada da aynı durum yaşanırsa işimiz var demektir :) Şaka bir yana geleceğin yıldızlarını izlemek büyük bir keyif ve biz bundan zevk alıyoruz.

Turnuvaya şöyle bir bakacak olursak:

Turnuvada haliyle 10 takım bulunuyor. Bunlar; Arjantin, Bolivya, Brezilya, Kolombiya, Peru, Paraguay, Şili, Uruguay, Venezuela ve ev sahibi Ekvador.

A grubunu oluşturan takımlar: Arjantin, Bolivya, Ekvador, Peru ve Uruguay. Geriye kalan 5 ülkede B grubunu oluşturuyor.

Turnuvada ilk 4 sırayı alan takımlar bu yıl Meksika'da düzenlenecek olan Fifa 17 Yaş Altı Dünya Şampiyonası'nda mücadele etme hakkı kazanacak.

Turnuvanın en çok kazanan takımı, aynı zamanda son 3 turnuvanın şampiyonu olan Brezilya. Brezilya'yı 2 şampiyonlukla Arjantin izlerken, Bolivya ve Kolombiya'nın da birer şampiyonluğu bulunuyor.

Turnuvanın en büyük favorisi Brezilya. Ancak Brezilya'nın hocası Emerson Avila, oyuncularının rehavete kapılmamasını istiyor ve ekliyor: ''Biz U20'ler gibi değiliz. Bizim takımımızda bir Neymar veya Lucas yok. Eğer şampiyon olmak istiyorsak takım halinde hareket etmemiz gerekecek. Bunu başaracağız''

Brezilya'nın en büyük rakibi Arjantin olacaktır. Beklentiler bu yönde. Kişisel görüşüm Uruguay'ın turnuvanın sürpriz takımı olabileceği yönünde. Meksika biletini alabileceklerini düşünüyorum. Bilet için son adayım ise Kolombiya. Onlara da dikkat etmek gerek.



Turnuvanın en merak edilen oyuncusu ise şüphesiz Lucas Piazon. Tüm gözler Yeni Kaka olarak lanse edilen 17 yaşındaki oyuncunun üzerinde olacak. Biz de performansını merakla bekliyoruz.

Tıpkı Sudamericano U20'de yaptığımız gibi, turnuvada dikkat çeken oyuncuları, gözümeze çarpanları, detayları burada paylaşacağız. Umarım zevkli ve güzel bir turnuva izleriz.

Matthias Zimmermann

Tam İsmi: Matthias Zimmermann

Uyruk: Almanya

Oynadığı Klüp: Karlsruhe

Mevkii: Sağ Bek

Doğum Tarihi: 16.06.1992

Boy: 1,78

Ayak: Sağ





Almanya'nın yeni jenerasyonun ne kadar kuvvetli olduğundan daha önce bahsetmiştim. Gerçi bu çoğu kişi tarafından bilinen, kabul edilen bir durum. Gerçekten de müthiş bir jenerasyon Almanları bekliyor. Kıskanmamak elde değil.

Bu jenerasyonun ürünlerinden biri olan Matthias Zimmermann, henüz 18 yaşında olmasına rağmen Karlsruhe'nin değişmez isimlerinden biri. Geri dörtlünün sağ tarafında görev yapan genç oyuncu, oldukça çevik ve tekniği gayet iyi. Sık sık hücuma katılarak rakibin sol kanadını tehdit ediyor. Tam bir bek fiziğine sahip.

Zimmermann'ın gözüme çarpan tek eksiği ise ortaları. Ortalarını geliştirmesi gerektiğini düşünüyorum.

Almanya'da ''Wonderkid'' gözüyle bakılan Zimmermann'ın ileride Philipp Lahm'ın yerini rahatlıkla doldurabileceğini düşünüyorum.

Matthias defansif orta saha pozisyonunda da başarıyla görev yapabiliyor.

Alman Milli Takımı'nın formasını 15 yaşından beri terleten oyuncunun değeri yaklaşık 2 milyon € civarı.

Bu sezona ait istatistikleri (Şu ana kadar)

26 maç: 1 gol. Toplam dakika: 2322

8 Mart 2011 Salı

Marco Höger


Tam İsmi: Marco Höger

Uyruk: Almanya

Oynadığı Klüp: A. Aachen

Mevkii: Defansif Orta Saha

Doğum Tarihi: 16.09.1989

Boy: 1,86

Ayak: İkiside





Defansif orta saha kavramı, geniş bir kavram. Önceki dönemlerde defansif orta sahalar için süpürücü görevi görmeleri istenirken ve bu yeterli olarak kabul edilirken günümüz futbolunda defansif orta sahalardan çok daha fazlası istenmekte. Artık defansif orta sahalar açısından topu oyuna iyi sokabilmekte en az rakip atakları durdurmak ve tehlikeleri savuşturmak kadar önemli. Sırf bu yüzden Barcelona'da Mascherano gibi bir adam yedek kalabiliyor. Aynı durum Neill-Cana ikilisinde de geçerliydi. Bunun örneklerine sıkça rastlamak mümkün.

*Halil ve Höger aynı karede. DFB-Pokal maçından bir görüntü.

Tanıtacağım oyuncu olan Marco Höger'de günümüz defansif orta sahalarının meziyetlerine hemen hemen sahip olan bir oyuncu. Tatlı sert futbolunun yanı sıra üstün pozisyon bilgisi ve hiçte fena olmayan tekniğiyle, standart ''ön liberoların'' çok ötesinde bir oyuncu. Takımın lider isimlerinden biri olan Höger bu sezon yakaladığı şansı iyi değerlendirerek Aachen'in değişmez isimlerinden biri oldu. Her iki ayağını da kullanabilen oyuncunun uzaktan şutları da kaleciler için büyük tehdit. Zaman zaman sağ bekte de forma giyebiliyor.

Bu sezona ait istatistikleri (Şu ana kadar)

29 Maç: 9 gol, 6 asist. Toplam dakika: 2550

7 Mart 2011 Pazartesi

Noe Maya

Tam İsmi: Noe Maya

Uyruk: Meksika

Oynadığı Klüp: San Luis

Mevkii: Orta Saha

Doğum Tarihi: 01.02.1985 (26)

Boy: 1,73

Meksika'nın San Luis takımında forma giyen 26 yaşındaki oyuncu, her takımın orta sahasında görmek isteyeceği tarzda bir isim. Orta sahada her topa basan, kaptığı topları da tekniği sayesinde çok iyi kullanan bir oyuncu. Birçok Galatasaraylı'nın oyunundan memnun olduğu Culio'dan daha iyi bir futbolcu bana göre...

San Luis'de defansif orta saha ve sağ iç olarak görev alan oyuncu takımımıza transferi halinde Culio ile beraber orta sahada rakibe üstünlük kurmamız adına harika bir ikili oluşturacaktır. Yıllardır sıkıntısını çektiğimiz "kaptığımız topu oyuna sokamama" hastalığına da tekniği sayesinde ilaç olabilecek bir isim.

Yaşının 26 olması ve popüler bir isim olmamasından kaynakla transferinin 1-1,5 M Euro gibi bir rakama rahatlıkla bitirilebileceğini düşünüyorum. Misimovic'e 7, Yekta'ya 4 Milyon euroların verildiği piyasa da toplam 3 M euro maliyetle Culio - Maya orta sahasını kurmakta takdir edilesi bir hamle olacaktır.

6 Mart 2011 Pazar

Zoltan Stieber

Tam İsmi: Zoltan Stieber

Uyruk: Macaristan

Oynadığı Klüp: A. Aachen

Mevkii: Sağ - Sol Kanat

Doğum Tarihi: 16.10.1988

Boy: 1,75

Ayak: Sol





Henüz 17 yaşındayken Aston Villa scoutları tarafından keşfedilen ve transfer edilen Zoltan Stieber, Macar futbolunun gelecek vadeden isimlerinin başında geliyor.

Müthiş tekniğini hızıyla harmanlayan Stieber'i birebirde tutmak oldukça zor. Her iki kanatta da başarıyla görev yapan Macar oyuncunun inanılmaz bir sol ayağı var. Bunun haricinde duran topları da oldukça etkili kullanıyor. Bu da kendisi adına artılardan.

Fiziki zaafiyetinin olduğunu eklemekte fayda var. Biraz araştırdım ve Aston Villa'dan gönderilme sebebinin fizik olarak yeterli bulunmamasından kaynaklandığını öğrendim. Ama böyle bir dehayı takımdan göndermek ne kadar doğrudur bilinmez.

Stieber'in taliplileri şimdiden sıraya girmiş durumda. Kendisinin adı en son Stuttgart ve Kaiserslautern ile anılıyordu. Sezon sonu büyük ihtimal Aachen'den ayrılacaktır.

Bu sezona ait istatistikleri (Şu ana kadar)

27 Maç: 6 gol 15 asist. Toplam dakika: 2180



5 Mart 2011 Cumartesi

Galatasaray 0 - 0 Karabükspor


Çarşamba akşamı hayati bir maça çıkmışsınız, fena oynamamanıza rağmen istediğinizi alamamışsınız, tepki almışsınız ve yerden yere vurulmuşsunuz. Bu durumda olan bir takımın 3 gün sonra maç yapması işkence gibidir. Zaten binbir zorlukla boğuşmak zorunda kalıyorsunuz, birde sizden takımınızı üst düzey konsantrasyonla sahaya çıkarmanız bekleniyor. Gel de teknik adam ol.

Hagi oyuncularına gerekli konsantrasyonu ve kazanma arzusunu aşılamış maç öncesinde. Fakat şu an düzeltemeyeceği bir şey var: Özgüven sorunu. Öyle bir sorun ki, kolay kolay düzelecek gibi gözükmüyor. Bu sorunun düzelmesi için kanımca bir neslin ölmesi gerekecek.

Lafı dolandırmadan maça geçelim. Bu maç, Hagi'nin birçok yanlışından döndüğü maç oldu. Sabri'nin sakatlığında takımın belki de en düz oyuncusu olan Serkan'ı oynatmayıp, Neill'i alışık olduğu bölgeye kaydırması oldukça akıllıca bir hamleydi. Tekniği ve pozisyon bilgisi birçok yerli stoperin önünde olan ancak devamlılık sorunu yaşayan Gökhan'ın Servet'in yanına monte edilmesi riskli gibi gözükse de son derece yerindeydi. Cana'nın alışık olduğu yere geçmesi, Yekta'nın ilk 11 çıkması vs. Hepsi doğru hamlelerdi.


Galatasaray maçın büyük bölümünde 4-4-2/4-4-1-1 şeklinde dizildi sahaya. Doğru oyuncuların doğru mevkiilerde oynamasıyla daha akıllı oynayan bir Galatasaray izledik. Rakibin presini kırmaya yönelik olan, dar alandaki kısa ve seri paslar, ver-kaçlar, Cana'nın orta sahaya getirdiği sertlik, alan daraltmaların iyi uygulanması derken Karabükspor maç boyunca yarı sahayı zar zor geçebildi.

İlk yarıda sergilenen vasat üstü futbol final paslarının gelmemesi sebebiyle skora yansımadı. Culio - Yekta ikilisinin sol iç ve sol kanat mevkiilerinde yer değiştirerek oynaması, Neill'in çizgiye pek kaçmayıp toplu/topsuz içeriye hareketlenmesi, yani bir iç oyuncusu gibi oynaması pas trafiğini olumlu yönde etkiledi. Gökhan ve Servet'in dönen toplara yaptığı ilk müdahaleler de yerinde olunca maç tek kale oynandı ancak Galatasaray'ın son 25-30 metredeki üretkenliği zayıftı. Stancu - Baros ikilisinin formsuzluğu ve uyumsuzluğuna Kazım'ın içeriye yeterince destek verememesi de eklenince pozisyon bulmak zor oldu. Tabii bir çilingirin eksikliği de bayağa hissedildi.

İkinci yarı Cana'nın performansını bir kademe daha yukarıya taşıması, Hakan Balta'nın tıpkı Neill gibi içeriye doğru hareketlenmesi ve pas trafiğine katılması pozisyon yaratma ihtimalini de arttırmış oldu. Nitekim Galatasaray çok önemli gol pozisyonlarından yararlanamadı ikinci yarıda. Hagi'nin ileriye yönelik yaptığı hamleler doğruydu ancak son 10 dakika da kullanılan uzun toplar tam bir felaketti. Uzun toplar, rakibi açmakta etkili olabilir ancak bu kadar abartmak çok sakıncalı. Topu ayağına alan yanına bile bakmadan Allah ne verdiyse şişirdi ileriye.


Tek tek isim değerlendirmek istemiyorum ancak bugün Cana, Yekta ve Gökhan Zan'ın sergilediği futbol takdire şayandı. Hakan Balta'da bu sezon kendisi adına en iyi futbolu oynadı bana göre. Ancak hala yeterli değil.

Bu akşam Galatasaray'ın gol atamamasında ki en büyük nedeninin Milan Baros'un formsuzluğu olduğunu düşünüyorum. Garip bir tutukluk vardı üzerinde. Ne eskisi gibi pres yaptı, ne de kendisini parçaladı. Pas konusunda çok iyi olmadığını biliyoruz ancak bugün neredeyse pas tercihlerinin hepsi hatalıydı. Umarım bu durum yalnızca formsuzluğuyla alakalıdır. Yoksa başka bir nedeni kaldıramaz bu bünyeler.

Maç sonunda ''Hagi istifa'' seslerini duymak çok acı vericiydi. Hani şu tezahüratlar kötü oynanan Buca maçından sonra olsaydı anlardım. Ama bugün olmamalıydı. Hagi bugün kazanmak adına her şeyi yaptı, ancak olmadı. Skora göre taraftarlık yapmak bu olsa gerek.

Bugün çok daha iyi anladığım bir şey daha var: Hagi'yi böyle üzgün görmek meğerse çok koyuyormuş adama. Yani Hagi'ye de bunu yaptınız ya, ne diyeyim bilemedim. Helal olsun yönetime, basına ve bilinçsiz taraftarlara.

Stefan Bell


Tam İsmi: Stefan Bell

Uyruk: Almanya

Oynadığı Klüp: 1860 Münih

Mevkii: Stoper

Doğum Tarihi: 24.08.1991

Boy: 1,92

Ayak: Sağ





Hücumu düşünen ve hücum futbolu oynayan takımlar, iyi savunmacılara sahipse, topu kaptırdıkları zaman derinden bir eyvah çekmezler. Çünkü güven veren, yere sağlam basan stoperlere sahip olduklarını bilirler.

İyi bir Alman stoper bulmak bir dönem için gerçekten oldukça zor bir işti. Gerçi hala Alman Milli Takımının en zayıf yerinin stoper mevkiisi olduğunu söylemek yanlış olmaz. Ancak yeni jenerasyonla bu sıkıntıyı aşacak gibi duruyorlar. Matt Hummels, Badstuber gibi gelecek vadeden stoperlere sahipler.

İleride bu isimlere katılabilme olasılığını yüksek bulduğum bir isim var: Stefan Bell. Bundesliga'da ilk yarı fırtına gibi esen Mainz'ın altyapısından çıkan Bell'in bonservisi hala bu takımda ancak sezonu kiralık olarak 1860 Münih'te geçiriyor. Bu sezon Bundesliga II'nin en az gol yiyen takımlarından biri olan 1860 Münih'in bu başarısında rol oynayan isimlerden biride kuşkusuz Bell. Hava hakimiyeti, hırslı futbolu ve forvetleri yıldıran markajıyla kendisinden söz ettirmeyi başaran Bell'in boyuna göre çevikliği de hiç fena değil. Topla biraz iyi değil, o kadar. Ancak basit oynaması gerektiğini gayet iyi biliyor.

*Cenk Tosun ile Stefan Bell beraber kafa topuna yükselirken.

Kendisine geleceğin Per Mertesacker'i gözüyle bakılıyor. Bende aynı şekilde düşünüyorum. Per Mertesacker'den pek bir eksiği yok. İlerleyen yıllarda onun önüne geçmesi de kuvvetle muhtemel.


Bu sezona ait istatistikleri (Şu ana kadar)

24 Maç: 2 gol, 3 asist. Toplam dakika: 2027

4 Mart 2011 Cuma

Pierre-Michel Lasogga

Tam İsmi: Pierre-Michel Lasogga

Uyruk: Almanya

Oynadığı Klüp: Hertha Berlin

Mevkii: Forvet

Doğum Tarihi: 15.12.1991

Boy: 1,89



Geçtiğimiz sezon küme düşen Hertha Berlin'in 2010-2011 sezonunun başında kadrosuna kattığı Lasogga, bu sezon gösterdiği performansla adeta parmak ısırtıyor.

Sezon başında bonservis bedeli ödenmeden Bayer Leverkusen'den transfer edilen 19 yaşındaki oyuncu, Bundesliga II'de lider olan Hertha Berlin'in en kilit oyuncularından biri konumunda. Forvette Kolombiyalı Adrian Ramos'un partneri olan Lasogga, etkili bitirici vuruşları, top saklama becerisi ve hava hakimiyetiyle ön plana çıkıyor.

Aslında Lasogga'nın böyle bir çıkış yakalaması bekleniyordu. Werder Bremen'in ve Bayer Leverkusen'in alt takımlarında oynarken, Almanya'da ikamet eden dostlarım kendisinden sıkça söz etmişti bana Açıkçası her iki takımdan da tek bir resmi maça dahi çıkamadan gönderilmesi bana oldukça ilginç gelmişti.

Lasogga'nın bir Mario Gomez olma olasılığını oldukça yüksek görüyorum. Kesinlikle o potansiyele sahip.

Bu sezona ait istatistikleri (Şu ana kadar)

21 Maç: 11 gol, 5 asist. Toplam dakika: 1400


2013 U-20 Dünya Kupası Türkiye'de

Bilindiği üzere Fifa, 2013 yılında düzenlenecek olan Dünya 20 Yaş Altı Turnuvasının ev sahipliğini Türkiye'ye verdi. Buna ülkemiz adına çok sevindik. Tabii bu turnuvanın ülkemizde düzenlenecek olması bizim açımızdan da oldukça sevindirici. Yüzlerce genç yeteneği yerinde izleme imkanına sahip olmak mutluluk verici. Tabii ki ölmeyip sağ kalmakta önemli.